20100328
20090907
Mesela en nefret ettiğim şeylerden biri de "bana kargoyla gönder fotoğrafları" diye beni sıkıştıran Fransız'ın, kargo şirketinden döndüğümde bana mail ile bir upload sitesi adresi göndermiş olması ve "bununla gönderebilirsin fotoğrafları" demesidir. 75 tl'lik evlat acısına mı yansam, dalağım şişe şişe UPS aradığıma ve ter döktüğüme mi yansam, yoksa "dünyanın en rahat ayakkabısı babettir" diyenlerle arkadaş olduğuma mı yansam karar veremedim doğrusu.
Bugünün şarkısı da gathering'den bana gelsin. You'll learn about it.
Bugünün şarkısı da gathering'den bana gelsin. You'll learn about it.
.
Elif
20090806
20090805
20090801
20090710
20090709
20090703
20090628
20090624
20090613
20090601
Geçen gün İzmit'ten tek başıma trenle dönerken yalnız kalmayı ne kadar çok özlediğimi farkettim. Bindiğim koltuk ters yöne bakıyordu. Kulağımda ise Far Away parçası çalıyordu. Gözlerim dışarıda, geriye doğru akan görüntüye bakıyordum. Hava kararmaya yakındı. O kadar güzel bir andı ki. Sonra tren bi durakta durdu. Kulağımda parça çalmaya devam ediyordu. Görüntüye dalmış, anın tadını çıkarıyordum. Taa ki bi çocuğun teki dışarıdan kafamı koyduğum cama vurarak "abla ne o öyle dalmışsın, ehöehöehahaheha, uyuma lan, şşşt abla hahahaehaueh" diyene kadar. Hayat acımasız.
.
Duygu
Rüyamda çok alakasız gettolarda Yağız'la gangster avladığımızı gördüm. Ben başta çok korkuyordum ama Yağız'ın gazı üzerine elimdeki silahla duvarlara tırmana tırmana çok sevgili düşmanlarımıza ateş açıyordum. Üstelik tam bilgisayar oyunu gibiydi. Bir kapı açılıyor, biri kitli, kapıya ateş ediyoruz açılmıyor falan. Neyse, şunu hatırlıyorum, baya bir insan öldürdükten sonra herhalde bayaa bölüm atlıyoruz ve en son girdiğimiz binanın asansörle en üst katına çıktığımızda gördüğümüz manzara karşısında içe doğru sıçıyorum. Gangsterlerin başı mı artık ne denirse, koltuğunda oturuyor. O sahne gerçekten inanılmazdı. Yağız'la birbirimize işaret ediyor ve bizi farkettikleri anda ateş açıyoruz. Koşuyoruz, atlıyoruz, hepsini avlıyoruz gayet havamızdan taviz vermeden.
Bir bölümde de şöyle birşey oluyordu, sanırım gangsterleri restoran gibi bir yerde yakalamaya çalışırken bize ateş ediyorlar, Yağız da krep tavalarıyla, krepleri bir yandan çevirirken bir yandan da kurşunları engelliyor. Restoranın şefi, garsonlar ve müşteriler ise Yağız'ı bu yeteneğinden dolayı alkış yağmuruna tutuyorlar. Biraz sonra ise Yağız, delikanlılığa bok sürdürtmüyor ve canı hiç acımıyormuşcasına kızgın tavayı eline bastırıyor, 10 saniye falan, etrafına bakıyor öyle. (Sanıyorum ki rüyanın en efsane yeri de burasıydı)
Rüyaya dair hatırladığım son şey ise, gece karanlığında Donnie Darko'daki sokaklardan birinde zencilere laf atarak yürüdüğümüz. Ayrıca Yağız'ın takım elbisesinin ve benim siyah dar gece kıyafetimin bir anda pantolon ve tişörte dönüşmesi.
Bence dün yediğim bozuk waffle midemi bozdu, çok net.
Bir bölümde de şöyle birşey oluyordu, sanırım gangsterleri restoran gibi bir yerde yakalamaya çalışırken bize ateş ediyorlar, Yağız da krep tavalarıyla, krepleri bir yandan çevirirken bir yandan da kurşunları engelliyor. Restoranın şefi, garsonlar ve müşteriler ise Yağız'ı bu yeteneğinden dolayı alkış yağmuruna tutuyorlar. Biraz sonra ise Yağız, delikanlılığa bok sürdürtmüyor ve canı hiç acımıyormuşcasına kızgın tavayı eline bastırıyor, 10 saniye falan, etrafına bakıyor öyle. (Sanıyorum ki rüyanın en efsane yeri de burasıydı)
Rüyaya dair hatırladığım son şey ise, gece karanlığında Donnie Darko'daki sokaklardan birinde zencilere laf atarak yürüdüğümüz. Ayrıca Yağız'ın takım elbisesinin ve benim siyah dar gece kıyafetimin bir anda pantolon ve tişörte dönüşmesi.
Bence dün yediğim bozuk waffle midemi bozdu, çok net.
.
Elif